Milan Kundera'nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği adlı felsefi romanı, yaşamın "hafifliği" (önemsizliği) ile "ağırlığı" (sorumlulukları) arasındaki ikilemi işler. 1968’deki Sovyet işgali sırasında geçen roman, Tomas ve Tereza'nın karmaşık ilişkisi üzerinden aşk, sadakat, özgürlük ve kader gibi kavramları sorgular. Eser, hem bireysel seçimlerin hem de tarihi olayların insan hayatına yüklediği ağırlığı lirik ve derin bir dille ele alır.