Halide Edip Adıvar'ın Heyula adlı romanı, yazarın erken dönem eserlerinden biri olup, psikolojik derinliğiyle öne çıkan bir hikâyeyi anlatır. Roman, İngiltere'de eğitim gören ve idealist bir genç olan Meryem'in, İstanbul'a döndükten sonra ruhsal olarak yaşadığı çalkantıları konu alır. Meryem, bir yandan modern Batı kültürünün getirdiği düşüncelerle donanmışken, diğer yandan geleneksel Osmanlı toplumunun baskıcı yapısıyla mücadele eder. Hayalinde canlandırdığı hayaletler ve ruhsal bunalımlar, onu gerçeklikten koparma noktasına getirir. Heyula, sadece bir aşk romanı değil, aynı zamanda Doğu ve Batı kültürleri arasında sıkışıp kalmış bir aydının yaşadığı psikolojik dramı ve yalnızlığı işleyen, sembolik ve katmanlı bir eserdir.